Skip links

Sıkça Sorulan Sorular

Sıkça Sorulan Sorular

Ortodontik bozukluklar çok küçük yaşlarda sinyallerini vermeye başlarlar. Fakat bu sinyaller zaman zaman uzman olmayan bir kişinin farkedebileceği durumlar olmayabilir. Bu nedenle dikkatimizi çeken ekstra bir farklılık olmasa bile ilkokul çağlarından itibaren yılda bir kez ortodonti muayenesini önermekteyiz. 6 yaşından itibaren yılda bir kez yapılacak ortodonti muayenesi; gelişim çağındaki çocuklarda var olabilecek ön-arka yöndeki iskeletsel bozuklukların(çene geriliği veya ileride olması durumu) tespiti, çene darlıklarının tespiti, çapraz kapanışların tespiti, dil itimi veya bebeklik yutkunması(infantil yutkunma) veya parmak emme veya ağız solunumu gibi yanlış alışkanlıkların çenelerde bozukluk meydana getirmesinin önlenmesi, süt dişlerinden daimi dişlenmeye geçişte var olabilecek yer darlıklarının erken tespiti ve önlenmesi gibi faydalar sağlar.

Birçok hastamız tüm ortodontik tedaviler için doğru yaşın 12 olduğunu sanmakta ve bazı tedaviler için geç kalmaktadır. Dişsel ortodontik tedaviler, yani sadece dişlerin dizilimindeki düzeltimi gerektiren tedaviler 12 yaşından itibaren yapılmaktadır fakat çeneleri ilgilendiren tedaviler mutlaka daha erken yaşta önlem alınması gereken durumlar içerir. Örneğin üst çene geriliğine bağlı tedaviler için ideal yaş 8-10 yaş aralığıdır. alt çene geriliğine bağlı tedaviler için ise ideal yaş 10-12 yaş aralığıdır. Alt çenede yer darlığı içeren vakalarda, ileride dişler sığmayacaksa alt çenede genişletme gereklidir ki bu işlem sadece 7-9 yaş aralığında yapılabilmektedir. 7-9 yaşlarında çok basit hareketli apareylerle yapılan alt çene genişletmesi ileride hastayı diş çekimli tedavilerden kurtarabilir. Bu yaşlarda tedavi gerekliliği olmasa bile, çocuklarımızın ortodontist kontrolü altında olması, en azından süt dişlerimizin sağlığını ve varlığını korumak adına fayda sağlar. Süt dişlerimiz ileride sürecek olan daimi dişlerin yerlerinin bekçisi olduğu için, onları korumak da ileride ortodontik tedaviye ihtiyaç duyulmaması adına çok büyük önem taşır. Bu noktada ortodontik sürecin yanında, pedodontistle tanışılması gereken yaşın 2 olduğunu ve düzenli pedodonti kontrolünün de önemini vurgulamak gerekir. Fakat tüm bunlar demek değildir ki bu ideal yaşları geçince ortodontik tedaviye geç kaldınız. Unutmayalım sağlıklı dişler ve diş çevresi dokular var olduğu sürece her yaşta ortodontik tedavinin sizin için çözüm sunma yetisi vardır. Çene ve dişlerde saptanan herhangi bir problem için her yaşta her zaman ortodontiste danışmak gerekli ve mümkündür.

İleri yaşlardaki hastalarımızdan en sık duyduğumuz cümlelerden biri ”Bu yaştan sonra dişlerim düzelir mi?’’ sorusudur. Cevap: Evet! Sağlıklı dişler ve dişetlerine sahip olduğunuz sürece, kemik yapınız da elverişli ise her yaşta dişleriniz düzelir. Yaş ilerledikçe kemikteki artan mineral oranı dolayısıyla kemik sertleştiği için tedaviler genç yaştakilere nazaran daha yavaş ve meşakkatli olmaktadır fakat kesinlikle imkansız değildir.

Ortodontik bozuklukların kişiler tarafından farkedilmesi, genellikle estetik kaygılarla veya kişilerin günlük hayatlarında yemek yeme ya da dişlerin temizliği sırasında problemler ile karşılaşması sonucu mümkün olmaktadır. Zaman zaman da diş hekimliği işlemleri sırasında pozisyonu uygun olmayan bir dişin protez işlemi öncesi düzeltilmesi gerekliliği veya dişeti hastalıkları nedeniyle kemik kaybı yaşayan kişilerde sallanan ve yer değiştiren dişlerin düzeltilip sabitlenmesi gerekliliği ile ortodontiye mecbur kalınmakta ve diş hekimleri tarafından bu konuda bilgilendirilmiş kişiler ortodontik tedavilere yönlendirilmektedir. İskeletsel problemler, yani çenelerin bozuklukları profilden veya cepheden çekilmiş bir fotoğraf karesinde veya kişinin kendisini ayna karşısında değerlendirmesi ile rahatsızlık hissetmesi sonucu ortaya çıkabilmektedir. Kimi zaman çocuklar arasındaki konuşmalarda bile çenesel problemler alay konusu olabilir:) Mutlaka üst dişleri fırlak veya üst çenesi ileride birine ”tavşan dişli’’ denildiğini duymuşsunuzdur:) Dişlerin dizilimleri ile ilgili problemler ise hastaların gülümseme fotoğraflarında ortaya çıkabilmekte, kişilerin gülümserken ağzını eliyle kapatmasına veya dişlerini göstermeyecek şekilde dudakları kapalı gülümsemesine yol açmaktadır. Bu durum kişinin sosyal hayatta veya iş hayatında özgüvenini sınırlandırdığı gibi kişilerin diş fırçalama konusundaki motivasyonunu da düşürmektedir. Sıklıkla ”dişlerim güzel değil ki fırçalasam da güzel görünmüyorlar, neden emek çekip fırçalamakta uğraşayım’’ gibi cümleleri hastalarımızdan duymaktayız. Dişlerin diziliminin bozuk olması arada kalan sıkışık yüzeylerin temizliğini de zorlaştırdığı için kişilerde çok fazla diştaşı ve çürük problemine yol açarak dişlerin ömrünü de kısaltmaktadır. Bu nedenle ortodontik tedaviler aslında kişiye kendi orjinal dokularıyla estetik sağlarlar. Ortodontik tedaviler sayesinde kendi dişlerimizi ömür boyu sağlıkla kullanma fırsatı yakalarız.
Genel olarak ortodontiste danışılması gereken problemleri başlıklar altında toparlayacak olursak;

  • Üst çenenin ileride, alt çenenin geride olma durumu
  • Üst çenenin geride, alt çenenin ileride olma durumu
  • Üst veya alt çenede darlık durumu
  • Alt ve üst dişlerin ön tarafta çapraz(ters) kapanması (ön çapraz kapanış)
  • Alt ve üst dişlerin sağ veya solda çapraz kapanması (yan çapraz kapanış)
  • Üst dişlerin ön tarafta alt dişleri örtmemesi (ön açık kapanış)
  • Üst dişlerin yan taraflarda alt dişleri örtmemesi (yan açık kapanış)
  • Üst dişlerin ön tarafta alt dişleri fazla örtmesi (Derin kapanış)
  • Dişlerin çapraşıklık problemleri (Yer Darlığı)
  • Dişlerin gömülü kalması
  • Dişlerin eksik olması
  • Dişlerin arasında boşluklar bulunması (Diastemalı dişler/Yer Fazlalığı)
  • Parmak emme alışkanlığı
  • Tırnak yeme alışkanlığı
  • Dil itimi ve konuşma bozuklukları
  • Yutkunma sırasında dilin dişler arasından görünmesi (Bebeklik yutkunması/Yanlış yutkunma)
  • Ağız solunumu şeklinde sıralayabiliriz.

Ortodontik tedaviler dişlerin ve çenelerin pozisyonlarını değiştiren tedavilerdir ve sağlıklı diş ve dişetine sahip tüm kişilerde, her yaşta uygulanır. Ortodontik tedavilere başlamadan önce diş ve diş çevresi dokuların sağlığı açısından öncelikle diş hekimi kontrolünden geçmek yararlı olacaktır. Varsa diştaşlarının temizliği, çürük dişlerin dolgu veya kanal tedavileri ile iyileştirilmesi işlemleri tamamlandıktan sonra ideal bir ağız hijyenini sürekli olarak koruyacak şekilde diş fırçalama alışkanlığı olan tüm bireyler ortodonti tedavisi için gereklilikleri tamamlamış demektir. Normal bireylerde olması gereken diş fırçalama alışkanlığı günde en az iki keredir. Yani bu demektir ki normal şartlarda sabah, öğlen ve akşam olmak üzere 3 kez fırçalama ideal olup, asgari şartlarda ise sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez diş fırçalanmalıdır. Günde bir kez de ara yüzeylerin temizliği için diş ipi kullanılmalıdır. Ortodontik tedaviler sırasında ise normal bireylere nazaran diş fırçalama alışkanlıkları sıklık ve süre olarak değiştirilmek zorundadır. Çünkü ortodontik tedaviler sırasında ağızda yer alan mekanikler yüzünden kalabalık bir ortam oluşmaktadır ve dişlerimizin sağlığını idame ettirebilmek için daha detaylı ve özenli bir temizlik gerekmektedir ki bu çok fazla çaba gerektirir. İlk muayene sırasında biz ortodontistler hastalarımızın tüm dişlerini ve çene yapısını genel olarak değerlendirip, ortodontik tedavi öncesi gereklilikleri hastalarımız ile detaylıca paylaşıyoruz. Onarılması gereken dişler veya tedaviye başlamadan önce alınması gereken kötü konumlu 20 yaş dişleri bulunması durumunda hastalarımızı öncelikle dişhekimlerine yönlendirip tedavilerinin tamamlanmasını istiyoruz. Daha sonra ise hastalarımıza doğru ve etkili diş fırçalama yöntemini öğretip, ağız hijyeni alışkanlıklarını ortodontik tedavi için uygun hale getiriyoruz. Hastamız tedaviye uygun hale geldikten sonra dişlerin milimetrik analizleri ve uzun sürecek olan tedavimizin en ideal ve en hızlı şartlarda tamamlanabilmesi için planlamasının yapılması adına, hastamızdan ekstra filmler ve fotoğraflar alıp, ağız içerisinden ölçü veya üç boyutlu tarayıcılar yoluyla dişlerin modellerini elde edip, bu verileri değerlendirdikten sonra tedavilere başlıyoruz.

Ortodontik tedaviler sırasında hastalarımızı kullandığımız apareylere veya uyguladığımız kuvvetlere bağlı olarak 3 ila 8 hafta aralığında değişen sürelerle kontrole çağırmaktayız. Genellikle 5 haftada bir yani ayda bir olarak hastalarımızı görmekteyiz. Şeffaf plak tedavilerinde ise daha az sıklıkla hastalarımızı görmemiz mümkündür. Şeffaf plak tedavileri, hastalarımızın plak kullanım başarısı yüksekse eğer, uzaktan kontrol edilebilmesi mümkün olan tedavilerdir. Hastalarımızı 2-3 ayda bir görmemiz mümkündür.

Ortodontik tedavinin kişinin ağzındaki mevcut dişlere zarar vermeden başarıyla tamamlanması için, tedaviye başlamadan önce sağlıklı diş ve diş çevresi dokular için gerekli ağız içi hazırlıklar yapılmış olmalı ve tedavi süresince ağız hijyeni oldukça üst seviyede tutulmalıdır. Kişinin devamlı ve düzgün diş fırçalama alışkanlığı kazanmış olması gerekmektedir. Çünkü tedavi süresi boyunca diş ve dişeti sağlığımızı idame ettirmek için, mümkünse her yemekten sonra dişlerin fırçalaması, fırçalamaya ilaveten braketlerinin detaylı temizliği için tavsiye edilen ara yüz fırçalarının kullanması gerekmektedir. Braketli tedaviler için hastalarımıza, sabah-öğlen-akşam öğünleri sonrası ve gece yatmadan önce olmak üzere günde 4 kez diş fırçalama ve ardından ara yüz fırçası kullanımı önermekteyiz. Şeffaf plak tedavileri için ise normal hastalarda önerdiğimiz sıklıkta, yani günde 3 kez fırçalama ve günde 1 kez de diş ipi kullanımı yeterli olmaktadır.

Ayrıca kullanılan apareylerin bakımı da hastalarımızın sorumluluğundadır. Hareketli(müteharrik) apareyler kullanan veya şeffaf plak tedavisi(aligner tedavisi) uygulanan hastalarımız, sabah ve akşam olmak üzere günde en az iki kez, apareylerini sabunlu su veya özel temizleyici jeller yardımıyla temizlemelidir.  Bu şartların sağlanmaması ortodontik tedavinin başarı oranını düşürür, hastanın diş ve dişeti sağlığının kötüleşmesi demek, ağız ortamının asidik hale dönüşmesi demektir ki asidik ortam braketlerin kopması için tehlike arzeder. Braketlerin sürekli kopması veya dişeti sağlığının bozulması ortodontik tedavinin uzaması demektir ki bu en çok hastalarımızın canını sıkmaktadır. Bazen ağızda kalan dişlerin sağlığını korumak için tedavilerin yarım bırakılması bile söz konusu olabilir. Buradan da anlaşılacağı üzere ortodontik tedavi sizden disiplin, azim ve sabır bekler:)

Ortodontik tedavilerin süresi, tedavisi yapılan problemin şiddetine göre, hastamızın yaşına göre ve en çok da hastamızın tedaviye gösterdiği uyuma göre değişmektedir.   Genel olarak ortodontik tedaviler dişleri kemik içerisinde hareket ettirmesi dolayısıyla yavaş ve sabır gerektiren tedavilerdir. Hastalarımızın apareylerini veya ağız içi elastiklerini kullanım süreleri idealse ve tedavi süresince ağız hijyenleri idealse, dişlerin dizilimini düzelttiğimiz tedavilerin en basit olanları 6-7 ayda tamamlanabilmekte, tedavinin zorluk derecesi arttıkça tedavi süresi de uzayarak maksimum 3 yılı bulabilmektedir. Kullanılan tedavi araçları da tedavi sürelerini değiştirmektedir. Örneğin lingual braket sistemleri, kapaklı braket sistemleri veya şeffaf plak tedavileri ile geleneksel sistemlere göre tedavi sürelerinin kısaldığı bilinmektedir. Gelişim çağındaki bireylerde uyguladığımız çene tedavilerinde ise tedavi süresi yaklaşık 1 yıldır.

Hayır:) Ortodontik tedaviler bitirilirken ağız hijyeni koşulları elverişli olan tüm hastalarımızın, alt ve üst ön dişlerinin arka yüzeylerine koruyucu amaçlı, retainer teli adını verdiğimiz telleri dışarıdan farkedilmeyecek şekilde yapıştırıyoruz. Bunun yanında hastalarımızın dişlerinin şeklini birebir takip eden kalıplara benzeyen, şeffaf essix plakları alt ve üst çeneye ayrı ayrı olmak üzere hastalarımıza veriyoruz. Hastalarımıza bu essix plakları 6 ay süreyle gece gündüz, daha sonra 1 yıl süreyle de her gece olmak üzere tedavi bitiminden sonra yaklaşık 1,5 yıl kullandırıyoruz. Daha sonra ise hastamızın essix plakların kullanımını kademeli olarak bırakmasını istiyoruz. Fakat genel olarak bilinmelidir ki ortodontik tedaviler uzundur, fakat elde ettiğiniz sonucu korumanın tedavisi daha uzundur, bir ömür boyunca dikkat gerektirir:) Elbetteki hiçbir zaman tedavi önceki haline dönmez. Fakat dişlerinin çok düzgün halini bir kez görmüş kişiler, dişlerindeki en ufak değişimlere tahammülsüz hale gelir. Ömür boyu dişlerimizin şeklini koruyabilmek adına ise kontrol altında olmalıyız. Retainerlarımız ve plaklarımız yardımıyla diş diziliminde herhangi bir değişime izin vermeyecek şekilde dikkatli olmalıyız.

Ortodontik tedaviler sırasında dişler kemik içerisinde hareket ettirildiği için, dişlerin etrafındaki kemik dokusunun yapısında bu harekete izin verecek şekilde değişimler olur. Dolayısıyla ortodontik tedavilerden sonraki 1 yıl içerisinde dişler hareketlilik açısından risk altında olabilir. Tedavi sonrasında en az 1 yıl dişler bulunduğu konumda mutlaka sabit tutulmalıdır ki dişlerin çevresindeki kemik doku tekrar sertleşerek normale dönebilsin.
Bozulmaların olmaması için alt ve üst ön dişlerimizin arka yüzeylerine yapılan retainer tellerini iyi korumalı, şeffaf essix plaklarımızı 1- 1,5 yıl süreyle düzenli kullanmalıyız. Fakat tüm bunlara dikkat etsek bile tedavinin üzerinden 1 yıldan fazla süre geçtikten sonra da dişler ve çevresindeki kemik doku herhangi bir sebeple değişim gösterebilir. 20 yaş dişlerinin çıkması sırasında diğer dişler üzerine uyguladığı baskı, dilin ve dudakların dişler üzerine fazla baskı uygulaması, anormal yutkunma alışkanlıkları, yaşlanmanın çene kemiği ve dişler üzerinde oluşturduğu değişimler, bir dişin kaybedilmesi sonucu komşu dişlerde görülen devrilmeler veya karşıt arktaki dişin uzaması gibi ağız içerisindeki şartların değişmesine yol açan her sebep dişlerin konumunda değişikliklere yol açabilir. Bu nedenle tedavi sonrasında da yılda bir kontrol altında olmak en ideal yaklaşım olacaktır.

Sorunuzun cevabını yukarıda bulamadınız mı?

Talep formunu eksiksiz doldurun sorularınıza hızlıca cevap verelim.

Hasta Destek Hattı
0232 210 93 00

Whatsapp Hasta Destek Hattı
0552 876 9300

Tıkla
Sürükle